Geldik. Indira Gandhi havaalanına varışımız öğlen 1’i buldu. Gördüğüm, duyduğum, kokladığım her şey yeni, tüm duyularım festival havasında. Her kare bakmam için beni kendine geri çağırıyor. Kareler adeta yarışıyor. Son 1 aydır kendimden sonra belki en konuştuğum insandı Sunil, Hindistan’ı bize tanıtacak tur rehberimiz. Üzerinde adım yazan kartonu tutan elleri, eti, kemiği, teni, yarışmayı kazanıyor. Ama 2.cilik için yarış devam ediyor. Güzellik kavramı rengini değiştiriyor, karışıklık, kalabalık bile ilginç geliyor. Hava soğuk ve puslu.. havaya yenik düşmüş hakim griliğin arasından, ortamın renklerini, palto görevli battaniye giymiş yerlilerin sarıkları ve desen ve renk cümbüşü sarilerine sarmalanmış, gözleri, elleri kınalı kadınlar temsil ediyor.

FIRST BREATH OF INDIA:

Yol’a çıkmadan önce, Hindistan deneyimi yaşamış birkaç kişiyle konuşmuş, koku ve pislik konusunda defalarca uyarılmış, kendimi alıştırmıştım. Burnum ya çok iyi hazırlanmış ya da soğuktan hassasiyetini kaybetmiş. Belki de gözlerim çalıyor diye ilgiyi, hislerimin penceresi, panjurları kısılmak bile istemiyor. Neyse ki daha 1 ay buradayız.

Okudugum kadariyla bu ulkenin insanlari hayir demeyi pek bilmiyorlarmis. Eger kafa sallamadan ‘yes’ diyorlarsa, o gercekten ‘yes’ anlamina geliyormus ama eger kafa sallayarak ‘yes’ diyorlarsa bu aslinda ‘hayir’ anlamina geliyormus.

Daha önce telefonda da konuşmuştum Sunil’le. Güya aynı dili konuştuğumuz halde, bu hayatta en zor anlaştığım insan ünvanını almıştı hemen kendisi. İngilizceyi iyi biliyor belli ki, kelimeler ağzından fırtına şeklinde çıkıyor ama eş zamanlı şivesi, o fırtınayı adeta hortuma çeviriyor, havada soru işaretleri uçuşuyor. Yol’a çıkmadan önce, kulaklarımı eğitmek niyetine Jenny ile hep hint şivesi ingilizce konuşmaya çalıştık ama yetmemiş belli ve imdaaat..

Sırtımızda backpack’imiz, ama henüz backpacker değiliz. Yumuşak iniş için, ilk haftamızı daha turistik hazırladık. Şöförümüz bile var. Ki havaalanından da O karşılıyor bizleri. 3 yıldızlı otellerde kalıyor ve gezdiğimiz yerlerde rehber alıyor olacağız. Aslına bakarsan tüm ayı Sunil’le ayarlamış olsaydık, her gece 3 yıldızlı otellerde kalsak dahi 500usd’ye kotaracaktık her şey dahil bütçemizi.. Biz daha özgür olmayı yeğledik ama neye bilmeden..

Rengarenk bir kültür sirki eskortluğunda otelimize vardık, güllemizi bıraktık (@Mandakini palace, #304). Öğle yemeğimizi, sokağın aksine, sinemada elektrik kesilmiş edasıyla oturduğumuz karanlık bir restoranda yedik. Biz ve birkaç turist masası daha.

 Jessiyle paylaştığımız sebze ve tatlı pilav tabaklarıyla birlikte, tarihte hatırladığım en eski 7up şişesi geldi önüme, Ortama tartışmasız en ayak uydurandı da. (700INR)

Yemek sonrası ‘gezelim görelim öğrenelim’ bölümünü açtık yolculuğumuzda.

SIGHTSEEING:

–          Gate of India (monument of the soldiers that had fought for the rights of India against the British authority)

–          Parliament buildings of India (a huge area with lots of skyscrapers -sure no relation to the core culture.

Btw, there were people in front of the gate selling colorful leaves with spice that supposedly makes you high – but we sure didn’t even try)

–          Temple of the monkey god – Hanuman

SOME INFO:

–          Indian caste system: Places people in occupational groups! no relation to money. Apparently there are thousands of them but four major ones. They are born with it, and they cannot change it! Only the same casts supposed to get married with each other in order to carry their traditions on. (Sunil is the upper cast.) (I think this should be a trigger for them to believe in reincarnation?)

–          A grasp of Hindu religion: They have lots of gods. 330 million of them! The most 3 important ones are; Vishnu (the protector), Brahma(the creator) and Siva(the destroyer). I asked Sunil how do you know whom to pray to every day and he said they have one God for each day. Some people pray to whomever they feel like, and some choose one and pray to that for the rest of his life.

–          A grasp of Indian culture: The parents choose the one whom their children is going to get married and divorcing is highly criticized. / Hugs and kisses – not appropriate. / They kiss the elder’s feet and touch their forehead in order to show respect. / Men have mustache until the death of their father. / Women put those dots/jewelries to their forehead/nose/ear after they get married. And sometimes to get rid of the bad energy.

LANGUAGE:

Hi – Namaste / Namaskar (daha formal olan)

How are you – apcaisayoh

Ok – tighe

Thank you – dainewad

I love you – main tumse pyar karti/a hoon (I if u r a woman, a if u r a man)

Cheers – ceymataji

Please – crupya

———————————————————————————————

Akşam yemeği için döndük mü yine aynı yere.. pff.. Neyse, ‘midelerimiz iyi, garanti olur’ tesellisiyle, tandoori deniyoruz, tatlı pilav eşliğinde, bu sefer başrolde yerel bira var: ‘Kingfisher’ (yine 700INR)