Ekvator
Ambato – Banos
80 cent – 1 saat – bu Yol’un manzarası mükemmel ötesi ve yüksek adrenalinli
Bu arada hep böyle ‘güzel / mükemmel’ diyorum ama manzara bakımına dediğimin farkındasınız di mi? Tabi daha önce hiç chicken bus’lar dışında, yol’culuk yaptığım güya otobüslerin / halk minibüslerinin ve hatta bence başka bir cins olan, sonunda insan ve eşya puzzle’ı halini aldığımız araçların ruh halinden hiç bahsetmedim dimi.. Yuh bana.. neyse başlıyorum:
Tabi ki rahatlık bulabileceğiniz en nadir nimmet! Oturmak da bir o kadar lüks sayılabilir. Çantalarınız hoptadanak servisin üstüne atılıyor veya şanslıysanız bagaja.. Siz de mecburen eğilerek, bükülerek, aynı zamanda el çantanızı da bir şekil sıkıştırmaya çalışarak, genelde insanları da ezmek durumunda kalarak, ezik büzük servise binişiyorsunuz. Serviste otursanız bile zor sığışıyorsunuz. Ayakta kalmayı bırakın, bazen nefesinize yer kalmayacak kadar doluşturulduktan sonra, hareket anı, fren anı derken, zaten haddinden fazla yakın olduğunuz insanlarla, artık iyice aile kıvamına geliyorsunuz. Bir de ne enteresandır ki, bu arasız araçları imal edenler, cam yapsalar bile, açacak mekanizmayı yapmayı akıl mı etmemişleeer, niyetleri mi başkaaa, nedir anlayamıyorum kardeşim nefes de mi almayalım? Tek kurtaran arkadan gelen nostaljik müzik oluyor.
peki
O halde bile halinize şükrediyor olmak ise, işin asıl en enteresanı bence. Yanınızda doğurmak üzere olan genç kız, saatlerdir ayakta çıtı çıkmıyor! Diğer yanınızdaki genç kız, koca çocuğunu saatlerdir kıpırdamadan kucağında taşıyor! Miço ise hala utanmadan gideceğimiz destinasyonu avaz avaz bağırıyor. Onun da lisani ne yalan bizim pazar satıcılarına benziyor. (Acaba satıcılık, şımarıklık vs sesleri her lisanda aynı şekle mi giriyor?)
Bu tabi anlattığım en karamsar sahnemdi. Çoktandır alışığım, çoğu yerli gibi ben de görmüyorum insanlık dışı yol’culuk yaptığımızı.. Tek tavsiyem şudur ki (sadece yolculuk için) her zaman en kötüsüne hazırlarsanız kendinizi, kimbilir bazen inanılmaz lükste sanarsınız kendinizi! Hayat için ise düşüncem, neredeyse tam zıt, o da ayrı!
ECUADOR’S STATE OF MIND
Bugün 15 milyon nüfuslu Ekvator’un, M.Ö. 9000’e kadar uzanıyor geçmişi. 6000 yıl önce Valdivyalılarla başlamış gözüküyorlar hayata. 11.yy’da 2 kültür benimsenmiş: Sahillerde yaşayan Cara’lar ve içerilerde yerleşim yapan Quito’lar. 1300’lere kadar da varlıklarını sürdürebilmişler. 3. önemli grup ise güneyde yaşayan Canari’ler – ki Onlar da daha sonra Inkalarla birleşmişler.
Malesef Ekvator da ispanyolların istilasına uğramış. Artık Yeni Granada’dan bir daha bahsetmeyeceğim. Ama Ekvator özgürlüğüne 1830’da kavuşmuş.
Galapagos adaları burdaaaaaa – başlı başına bir olay zaten
2008’den itibaren günümüzde ise, ayrımcılığı engelleyen, sağlığa ve eğitime daha çok yatırım yapan, hatta eşcinsellere bile hak tanıyan ve çok şükür ki yerlilere de daha çok olanak sağlayan bir yol izlemeye başlamışlar. Bunu kendini humanist olarak tanıtan başkan Rafael Correa’ya borçlu gözüküyorlar. Ancak O’nun için de çoğu politikacı gibi, ‘verdiği sözleri tutmuyor’ deniyor.
Dağlarda yaşayan insanlar kendilerini Serranos olarak, sahilde yaşayanlar ise Costenos olarak adlandırıyorlar. Aralarındaki çekişme büyük (- ki bunu Kolombiya’da da sezmiştim). Serranos’lar, Costenos’ları tembel olarak yargılıyorlar ve maymun (monos) diye lakaplıyorlar. Diğer taraftan Costenos’lar ise Serranos’ları burunları havada bulup, gereksiz formalitelerle uğraşmakla suçluyorlar.
Ekvator’un %40’ı, fakirlik oranının altında yaşıyor. LP’e göre, bu onları mutsuz etmenin tam tersine, hayata bağlanmaktan alı koymuyor.
%65 mestizolar, %25 yerliler, %7 ispanyollar ve %3 zenciler olarak bölünmüş nüfus.
Milli sporları futbol, fakat voleybol, bullfighting ve horoz savaşı da bir o kadar meşhur.
%95 nüfus katolik.
20.000 farklı bitki çeşidi ile dünyanın en fazla çeşit sunan ülkelerinden biri Ekvator. (Tüm Kuzey Amerika’da toplam sadece 17.000 çeşit olduğu kıyasıyla, farkı sezebilirsiniz). 300 ayrı memeli hayvanı ve 1600’u aşan kuş cinsi de hayranlığa bedel.
Haziran, Ağustos, Aralık ve Ocak ayları yüksek sezon, Eylül’den Kasım’a ve Şubat’tan Mayıs’a ise düşük sezon olarak geçiyor.
Geleneksel Andean müziği olan folklör müziği, yerel müzikleri. Kuzeybatı’da Marimba, Afro-ekvatorlular tarafından popüler. Kolombiya’nın etkisinden gelen cumbia, burda daha melankonik seslere sahip ve elektronik ork eşlik ediyor. Gençler genelde reggaeton dinliyor.
En çok benzin, mineraller, muz ve karides eksport ediliyor.
Chevron krizini hatırlarsınız, Amazonlara umarsızca döktüğü milyarlarca galon toksik artık yüzünden 1985-1998 arası 2091 kanser vakası görülmüş! ve bu da 1041 ölüme sebep olmuş!.
Para birimleri usd olarak geçiyor.
Görülesiler:
Quito*
The Oriente
Galapagos adaları
Banos*
Isla de Plata
Esmeraldas
Atacames
Montanita beach
Ambato*
Canoa*
Otavalo (Inkaların zamanından kalan bir mercado)
The Quilotoa Loop
Playa de Oro
Guayaquil
Chimborazo, Ekvator’un en yüksek volkanı
Cotopaxi, 2. en yüksek volkanı ve Illinizas
Recent Comments