(16-17.04.2011)

LP’nin ‘en sert futbol oyuncusuna bile, yoga yaptırtabilecek yer’ tarifi üzerine, Sorata için ok, bende yaydan çıktı.. vardığında ise kalpler açtı..

Doğa ana, yerliler gibi, kat kat, yemyeşil etekler giymiş – baktıkça, dünyaya bakışın değişiyor, boyut kazanıyor.. doyamıyorsun.

Güneşten aldıkları parıltılarıyla hava atan yapraklar, el ele vermiş müthiş bir koreografi ile rüzgara dansediyor..

resim bununla da bitmiyor..

(Accomodation) bu kadar etkilenmemin başka bir sebebi de, kaldığımız hostel- ‘Altai Oasis’, Sorata’ya, muhtemelen en güzel açıdan bakan araziye, sahipleri de bir o kadar güzel kalbe ve hizmete sahipler. Bahçesinde küçük bir gezinti, sizi, ‘what dreams may come true’ sahnelerine götürebilir.

Lama – bekçiniz,

renk renk çiçekler – halınız,

sarı başlı inek – baş  kahramanınız,

bir kulağı sürekli kalkık, diğer kulağı sürekli düşük köpecik – en iyi arkadaşınız,

kuyruğu nerdeyse tavuz kuşu kuyruğu kadar uzun olan papağan ise, aslında gerçek olan, hayali arkadaşınız olabilir..

ve tüm bunlara 12b’ya kamp imkanından, 420b’ya, özel kabinlere kadar, kahvaltı dahil sahip olabilirsiniz.

iyi keyifler 🙂