Buranın da hakkını verebildiğimi düşünmüyorum. En çok da Corn Islands’ı göremediğim için üzgünüm çünkü görenler anlata anlata bitiremiyorlar güzelliğini – üstelik ulaşması bir o kadar da zor olmasına rağmen.

Yerlilerle yediğimiz bir öğlen yemeği sayesinde, yine de baya bir iç dünyalarına girebildiğim için mutluyum. Genelde doğal olarak Amerikalılardan nefret ediyorlar. Ancak yemek yediğimiz doktor Carlo, bir zamanlar Amerika’da yaşamış ve milletini sevmeyi orada öğrenmiş. Kızına ülkesindeki karışıklıklardan dolayı, 5 yaşından beri silah kullanmayı öğretiyor ve bunu çok doğal hatta gerekli buluyor.

Yemekte, çok fakir olan bazı insanlardan bahsediyordu, heralde bunu gördüklerinden diyorum yine ben, paraya olan sevgileri, yolsuzluğa gözlerini kapamış durumdaymış. Yakında olacak seçimler sonrası, umarım Nikaragua’nın yanında olmayı becerebilir birileri ve güzelim memleketleri kurtulur… Pollyanna’cılık yaptığımın farkındayım ama bu güzelim memlekete çok üzülüyorum.. çünkü gözlerinin içinde yatan umudu, daha da içlerinde yatan tertemiz ve saf niyeti çok net görebiliyorum. Kimbilir belki bir gün benim de gönüllülük yaparak bir katkım olabilir bu güzel topraklara ve içinde yaşayan müthiş iyi niyetli bu insanlara… Umarım tekrar görüşürüz Nikaragua, lütfen kendine çok iyi bak…