MEXICO CITY / DF
(24-28.11.2010)
(yuzolcumu: 1485km2)
30 milyon insanın yaşadığı bu şehirde,
tarih, kültür ve insanlar sicacik bir uyum icinde dans ediyorlar.
Üstelik trafik bile bizimki kadar yoğun değil.
Mahallemizde gezen sütçü, tüpçü, bozaci gibileri de
şehrin başka güzel bir rengi.
Nerdeyse Amerika, Avrupa sehirleri kadar gelişmiş
ama çok daha sıcak ve icten.
Gülücüğe sıcacık karşılık veriyorlar.
Sokak adları, tarihlerindeki önemli günlerden oluşuyor.
Bir gölün üzerine kurulan bu şehirde, yer yer çökmeler oluşmuş.
ama ne guzel ki, temelini sağlamlaştırarak tarihi eserleri korumaya çalışıyorlar.
Ancak bizim vapurlarda rastlayabildiğimiz promosyoncu satıcılar, onlarin otobus ve metrolarinda var.
Grafitileri çok meşhur ve çok güzel.
Starbucks, blockbuster gibi globalleşmeler baya yaygın ve bence tek uzucu.
————————————————
Sightseeing
Centro Historico (Zocalo (Latin Amerika’nın en büyük merkezi), Templo mayor, Metropolitan kilisesi…)
Metropolitan kilisesinde bir klasik olan mumların ve tütsülerin dışında, dileklerin yazıldığı kuşaklar da var. Bir de kilitler var, inanışlarina göre ‘birinin senin hakkında dedikodu yaptığına inanıyorsan, buraya bu kilidi takarak, Aziz sayesinde onun ağzını kapamış oluyormuşsun)
Condesa ve Roma (tasarım dükkanları, hip restoranlar ve pub’lar)
Coyoacan ve San Angel (Frida Kahlo ve Leon Trotsky’nin evleri)
Reforma Centro ve Parque de Chapultepec (Champs Elisees tadında sokakları, hayvanat bahçesi, National Museum of History ve hayatımda gördüğüm belki de en güzel müze olan Museo National de Antropogia)
Antropoloji Müzesi beni benden aldi. Detay isteyene fotograflarini yollayabilirim çünkü yazmak için çok geniş bilgiler. Teaser’ım ise Lucy – tarihin ilk insan hali, 3,5 milyon yıl önceye ait. Adını ise Beatles’ın şarkısı olan ‘Lucy in the sky’dan almış.
Museo del Palacio de Bellas Artes (sen gittiginde daha bile guzelini gorursun umarim ama ben Saturnino Herran’ın kişisel sergisi ve Diego Riviera’nın (Frida’nın kocası), Jorge Gonzales Camarena’nın ve bir kaç ünlünün daha sembollerden beslenen duvar eserlerini gördüm ve cok keyif aldim.
Saturnino’nun interaktif sergisini de yapmış kuratör, çocuklar gibi şendim.
Tlatelolco (Azteklerin insanları kurban ettiği ritüel alanları)
Teotihuacan (Bu piramitleri Aztekler bulmuş. Milattan önce 200 zamanından olduğu düşünülüyor. 65m’lik Güneş ve 43m’lik Ay piramitlerinden Güneş’in tepesine hala çıkabiliyorsun)
Guadalupes Shrine
Tequila Museum
Mescal Workshop
Post office
Garibaldi (Mariachi’lerin alanı
– ancak eşyana dikkat et, ozellikle akşamları tekin olmayabilirmis)
———————————–
Accomodation
Simdiye kadar hayatımda kaldığım en tasarim hosteldi. Hostel Regina. Resmen design hostel yapmışlar.
Yatak başına 130 pesos ama 3 gun kalınca 4. gün bedava. Kahvalti dahil.
odalar biraz kalabalik ama yine de yataklar rahat
Bayildim duvar resimlerine, heryer cizgi film gibimi yani??? Superrrrrrrrmis. Pekiiiii Speedy Gonzalesi gordunmu oralarda :P, oda meksikaliydi yanlis hatirlamiorsam 😀
Su tablo kilikli seyin onunde cektirdigin resimlere bayildimmmmmmm. “the wizard of oz” daki tatli kiza benzettim seni : )))))))))))
Postane dedigin seyin postane olduguna eminmisin vanesim? Sen yanlislikla saraya gitmis olmayasin ? O ne bicim bir postane ? Insan valla basit bir mektup yollamaya cekinir oyle bir yerde.
Tequila workshop ??? Ordan nasil ciktigini merak etmiyorum desem yalan olur. Resim varmi oraya girerken ve ordan cikarken 😛
Hostelda cidden sirin gozukuyor.
Ohhh ne guzel birde hazir oralardayken guney amerikanin en buyuk eglence merkezi olan 6 flagsede gidebilirsen git bence 🙂
Garibaldi
Ayyy bir onceki commentimde Garibaldi yazisi kalmis altta alakasiz bir sekilde, o biraz garipoldiii…
Esto no es un television ona da bayıldım.Magrittein”Ceci n’est pas une pipe”tasarımından alınmış.Öptümmm çok.Özlediiiimmmm çooook.
off o aztek piramitlerini ben de görmek istiyorummm!!!! benim için de gez:)))
jen kopardın gene ya uhuahauhauhauha
optum annis ve mugis 🙂