****************************************************************************************************************************

11.03 / OVERLAND BORDER PASSING – BANGKOK TO SIEM REAP, CAMBODIA

Sabah 07.00’de bir minivan’le yola ciktik. Kambocya sinirina varmamiz sadece 4 saatimizi aldi ama siniri yani 2 dakikalik mesafeyi gecmemiz nerdeyse 2 saati buldu.

Biraz urkutucu olsa da, ‘Kingdom of Cambodia’ yazan sinir kapisinin altindan yuruyerek gecerken, yine yeni bir film baslamakta..

Tur rehberimizin dedigi herseyi koyun gibi yapmamizin hiyarligini da buna baglamak istiyorum. Cunku az sonra anlatacagim, yaptigimiz hiyarliklara baska bir aciklama getiremiyorum. Vizenin 20 dolar tuttugunu biliyorduk ama rehber 30 deyince ‘10 dolar buyuk bir fark degil’ diyerek ilk dolandirilma tecrubemizi umarim yarariniza kazandik. Para disinda pasaportlarimizi ve bir adet resmimizi aldilar ve gelmeleri yarim saati bulmadi. Fakat, İkinci tecrubemiz daha cabuk ama cok daha pahali oldu. Yine koyun misali 20’imiz tur rehberimizi dinleyerek, ‘exchange yaparken para kaybetmemek icin siniri gecmeden  atm’den baht cekecegiz. Siniri gecer gecmez de bunu kambocya riel’ine cevirecegiz’. Jess’le is bolumu yaptik. Ben otobus icin yolluk alirken, Jess de paramizi bozdu. Otobuse acilen binmemiz gerektigi soylendiginde Jess elinde 2 ayri tomar para ile kosturuyordu. ‘Ne kadardan bozdular, ne kadar verdiler, aman paralari herkes onunde cikarma, yok gel burda gizli sayalim’ telaslarinin icinde nasil olduysa hesaplayip bir de dogru cevirdiklerini sandik. Otele vardigimizda ve paralari saydigimizda 130 dolarimizi yediklerini farkedince grrrrrjhfsuhksjnvkornvjnvofkozkjnjro… Lutfen sana ders olsun bari bunlar!

Varmamiz 19.00’u buldu. Otobuste ayarladigimiz guesthouse’a gitmek 1 dolar, adambasi odaya odedigimiz bedel ise 6. Ustelik klima, wifi, sicak dus, havlu mevcut. Eger fan’le idare edersen 3dolar. Ancak burayi kesinlikle onerdigimi sanmayin. WE HATE DOWNTOWN GUESTHOUSE! – to be continued!

Bizi getiren tuktukcu iyi bir cocuga benziyordu. Aksam bizi bedava etrafta gezdirmeyi de teklif etti. Ac oldugumuzu soyledik. Bizi meshur APSARA dansinin da yapildigi bir yere goturmeyi onerdi. Ustelik cesit cesit yerel yemekler acik bufe. Ok dedik yapalim bi luks 6 dolara.

Kostumler yine birbirinden guzeldi, balik kuyruklari vardi. Ama gunun yorgunlugu uzerine acik bufe kambocya basta olmak uzere cesit cesit asya yemekleri ve tatlilari daha enteresan geldi. off cok yedim.

Bu yemegin uzerine, gun boyunca yedigimiz maddi dayaklar da bir yana, sinir kapisina 15dk yuruyus, sirada 1 saat bekleyis ve tekrar otobuse 15dk  yuruyus, sirtimdaki devle her bir adimda daha da bir agirlasti… yataga yattigimda backpack’im hala sirtimda gibiydi.

Yol’a cikmadan tanistigim 2 Fransiz cocuk, dunyayi yuruyerek geziyorlar ve cantalari bizimkilerin belki 2 kati, simarikligima pes dedirtiyor o ayri.

****************************************************************************************************************************

12.03 / CHONG KNEAS – THE FLOATING VILLAGE !!!

08.30’da kalkip markette bir kahvalti ettikten sonra, 10.00’da, dun aksam bizi bedavaya gezdiren tuktukcuyla bulusup Chong Kneas’a dogru Yol’a cikiyoruz..

Yol boyunca su laleleri, sagimizda, solumuzda.. Fotograf karelerine yetisemiyorlar ama 2 kiz arkadas bisikletin uzerinde, el ele, manzaraya hem eslik hem seyirci oluyor. Tarladan aldigi cicekle susledigi kocaman sapkasinin altinda köylü bir kadin dimdik, fakir olmasinin aksine herkesden asil duruyor… Ustelik buyuk ihtimal hayatimizda sadece bir kere gordugumuz bu guzel insanlarin hepsi el sallamalarimiza, gulmelerimize cok sicak bir sekilde karsilik veriyorlar. Hayal filmi gerceklige akiyor. An’lar olumsuzlesiyor! Filmimin belki de en onemli karelerinden birini yasayacagimi biliyormuscasina.. CHONG KNEAS! Tuktuktan inip bir longtail boat’a biniyoruz.

Uzerinde gezdigimiz su, bildigimiz sudan cok farkli, toprakla karistigi icin kahverengi. ‘Hayatta bu suya girilmez iyyyy’ diye dusunurken, tur rehberimiz anlatmaya basliyor: Bu ‘Vietnamese floating village’da kalan insanlarin ne elektrigi ne de su kaynagi var. Kendilerini!, esyalarini, yemeklerini, bulasiklarini bu uzerinde gezdigimiz suyla yikiyorlar!!! Yedikleri baliklar da tabi bu sulardan.

floating village (5)

Fotograf karelerim o kadar aciz kaliyor ki yasanana..

Kahverengi sularin uzerinde yasayan Chong Kneas’in köy okuluna gidiyoruz.. Yasamlarinin icine giriyoruz. Derslerinin icindeyiz! Gozleri paril paril hepsinin!

floating village (13)

Kamerayi gorunce, ‘baris’ isaretetini nasil da butun vucutlariyla yapiyorlar..

Bizi muhtesem sicak karsiliyorlar. Duygu ile yukluyor yukluyor yukluyorlar!

Okulun ust katı var. oraya cikiyorum, etrafi bir de yukardan izlerken, basliyor yaslar gozlerimden fiskirmaya.. Gozgoze geliyorum o anda kahkahalar atan bir cocukla.. Hasir sapkali agzi acik etrafa bakiyor o da benim gibi. Ustelik cok mutlu lastigin uzerinde, suyla oynuyor.. Digeri de.. annesi ve ablasiyla birlikte bir kayikta oglen yemeklerini yiyorlar.. Habersizler dunyadan. Dunya onlar icin burasi.

Oyle kalsa daha iyi mi acaba?

Her zaman herkesin gezmesi, gormesi, yasamasi taraftariyim. Ama bu insanlar icin ayni seyi dileyebilirmiyim bilmiyorum. Baska hayatlari biliyor yada goruyor olsalar, isyan etmezler mi temizi koklayamadiklarina, beyazi bilmediklerine, aksam goremediklerine, karada yuruyemediklerine, cukulata gofret yiyemediklerine… Birakin sinemayi, tiyatroyu, sanati, kitabi, o kadar temel seylerden mahrumlar ki bu insanlar, o cocuklarin mutluluklari beni su an yazarken bile gozyaslarina boguyor. Kahkahalarinin daimligini diliyorum.

Oralardan cikip doneceklerine hic cikmasinlar, bilmesinler daha iyi degil mi?

Okuldaki ogretmen gonulluluk yapiyormus burda. Ondan ogrendik. 9-14 yas arasi yaklasik 250 cocuk okuyor her sene bu okulda. 08.00’den 11.00’e Cambodien, 13.00’den 17.00’ye Vietnamese ogreniyorlar. Kuru sezonda sadece 3m derinligi olan Tonle Sap nehrinin evleri su uzerinde yuzdugunden, mansoon sezonunda sularin yukselmesiyle ilgili bir sorun yasanmiyor. nehirde dalga yapmak yasak.

Yilanlarla ve timsahlarla icice yasayan bu insanlar, bu isten para kazanmaya da calisiyorlar. Ailelelerin kullandigi motorlu kayiklarda, dalga gecer gibi, cocuklar yilanlarla oynayarak turist teknelerine yanasip para istiyorlar.

Kilise de var. Hayat duzenlerini kurmusa benziyorlar.

Longtail’imizde giderken, birden bir cocuk cikmasin mi tekneye! kola ister misiniz diye soruyor. Sok gecirdik. Megersem arkadan, motoru olan kucucuk bir sandalla yanasmislar.

Gordugumuz tum bu rollerin bedeli ‘one dolar’ cunku onlar icin ‘para’, ‘one dolar’ demek zaten.

—————————————————————————

Oglen yemegini Baray golu kenarinda, yerde ve elle yedik! Hem de sokaktan aldigimiz koca bir tavugu ellerimizle parcalayarak! Enteresan bir deneyim oldugunu itiraf etmem gerek! Cok pis ama garip bir sekilde de guzeldi. Tadi mi, degisikligi mi, yoreselligi mi.. ilkelligi belki de.. Bana ‘zamanda yolculuk yapsan ilk nereye gidersin’ desen, ilk caglara giderim cunku.

Ardindan countryside’i gezdirdi bize tuktukumuz. Henuz aksam olmadigi icin etraf sakin, ama normalde burasi yiginla insan doluyormus. Yollar asfalt yerine terecotta renkli topraktan olustugu icin, palmiye agaclarinin rengi de paralelinde degismis durumda. Genelde yine herkes ayni seyi satiyor.

Aksam yemegi icin Siem Reap’in meshur PUB STREET’ine gittik.

Bir esnaf lokantasinda, cok lezzetli yemegimizi nerdeyse bedavaya yedik.

Bu arada, yemege cikmadan once, yarin ki Ankgor Wat turumuzu ayarlamak icin tuktukumuzla konustuk ve bize anormal paralar cekince, yemekte ‘baska bir tuktuktan da fiyat alalim’ diye dusunduk. Iste hersey boyle basladi. Bize soylenilen fiyatin yarisina gidebilecegimizi ogrenince bizimkini iptal etmek istedik. Bize fiyat veren tuktuka kizan tuktukcumuz.. Onun yuzunden yenisinin bizimle calismak istememesi.. bizim de zaten artik onlarla..  seklindeki kaotikligin sebebi neydi acaba..

‘Kambocya’ya gelmeden, onyargimizdan dolayi Bangkok’dan baya bir stok almistik. Megersem buranin pek asagi kalir bir yani yokmus. Marketlerde Milano’dan tutun, Turkiye’de bile bulamiyacaginiz import urunler bile var. ‘Angkor’ tum tabelalarda var, ya onunla basliyor ya da bitiyor.

Muhtesem otesi gecirdigim bu degerli gun icin Sonsuz tesekkur ederim. Bugunu hic unutmayacagima eminim.

****************************************************************************************************************************

13.03 / ANGKOR WAT + ANGKOR TOM

Evet yine bir kazik daha yedik. Bu seferki de sertti. Muhtemelen muhtesem gecebilecek bir Angkor Wat tur deneyimindense, feyk bir tur rehberinin oltasina dustuk. Her ne kadar yariya inmis gozleriyle goruntusunden kendini ele vermis olsa da, basta inanmak istemedik ama her tapinakta hikayeler tekrarlandikca icimiz kiyildi. ‘Aksam otobusuyle gidelim burdan’ dedik. Rehberimize oteli arattirip bugun ayrilacagimizi ve aksam ki otobuse binecegimizi, bu yuzden yerimizi ayarlamalarini soylemesini rica ettik. Ve yolumuza devam ettik.

Neyse ki Gunes dogusunun buyusu bu tapinaklarin arkasindan muhtesem gozukuyordu

angkor wat

bu durumda internetten topladigim bilgilere kaldim:

ANGKOR WAT:

Bayraklarinin sembolu. ‘Angkor’ sanskritceden gelme ‘sehir’ anlamina, ‘wat’ ise khmer dilinde ‘tapinak’ anlamina geliyor.

12yy.’in basinda Hindu tanrisi Vishnu’ya hitaben yaptirmis o zamanki kral bu kutsal tapinaklari. Kmer’larin bas dusmani Kagan’lar, bi ara savas sonrasi basa gecmis olsa da, Kmer’lar tarafindan tekrar geri alinmis. O zaman gelen kral da bir kac km kuzeyine Angkor Thom’u yaptirmis ve burayi budhizm tapinaklarina cevirmis.

Etrafi suyla cevrili olan, toplam 400m2’lik bu buyuleyici alanda, minimum 100 tapinak var. Kumtasi ve kizil kilden yapilmis devasa heykellerin arasinda yururken, zamanda yolculuk yapiyor gibi oluyorsun.

Aralarindan en buyugu olan Angkor Wat, icinde 300’den fazla apsara heykelini barindiriyor .

BAYON diye adlandirilan bu asagidaki tapinaklarda ise 54 ile itafen 54 kule ve her yuzunde 1 adet olmak uzere toplam 216 dev yuz’leri var. Bu kadar buyuk yapitlari ancak bu kadar buyuk insanlar yapmis olabilir diye dusunuyor kucuk beynim ama tabi degil. Yuzbinlerce kole calismis buralarda.

TO PROHM ise dogayla bu tapinaklarin icice girdigi mucizevi yer. Sanki zamaninda burayi kimse korumadigindan, doga ele gecirmis, ‘madem kimse korumuyor, ben korurum’ der gibi.

Rehberimizin tek ise yaradigi sey, bize eglence parki dekorunu andiran resimler cektirtmesi oldu.

Her yerde posterlerini gorebileceginiz ustuste duran taslar megersem dilek tutmak icinmis.

Kizil Kmerler zamani, etrafa yerlestirilen mayinlara kollarini, bacaklarini kaptirmis bu sehitlerin tapinaga girerken sarki soyleyip, enstruman calmalari gercek Kambocya’nin tarihini yansitiyordu bir yandan.

Bir dugun yuruyusu gorme firsatimiz oldu. Onden kadinlar, arkadan erkekler!…

Ve iceride gordugumuz 2 havuzun buyugu kralice icin, kucugu ise kral icin yapilmisti. Hayret (!)

Oglen, turu sonlandirdiktan sonra bir yemek yiyip otele donduk. Hesabi kapamak uzere parayi odemeye gittigimizde, bizden, onceden haber vermemize ragmen, hem kalmadigimiz bu gunun parasini, hem de 2.gun klimasiz kaldigimiz halde, klimali kalmis gibi odeme yapmamizi istediler. Kabul etmeyince polisi cagimakla tehdit ettiler. Cagirsinlar dedim korkusuzca olacaklardan habersiz. Polis gelince bizi iftirayla tehdit ettiler! Acikcasi korktuk, polis ingilizce bilmiyor gibiydi, bilse de onlara daha cok inanacagi kesindi. Feyk bir polis olsa bile, bi kac dolar icin degmez deyip ne istiyorlarsa verdik, Ustelik bir de gitmedigimiz turun rehber parasini kopardilar. Uzun zamandir bu kadar sinirlendigimi hatirlamiyorum. Canim lisanim turkceyle oyle fena kufrettim ki biraz iyi geldi. Hirsizlar! O yuzden tekrarliyorum = downtown guesthouse’la isiniz olmasin!

Ne oluyor yau geldigimizden beri anlayabilmis degilim. Bu kacinci kaziklanisimiz.. Neden acaba?!? Evrenin ritmi mi?.. Keske king konk’um olsa ve burada benimle olsa..

Yolumuz uzun. Shinoukville’e 10 saat.

Otobuse bindigimizde Jess’in buradan kurtulmus oldugumuzun sevinciyle bana sarilmasi icime su serpti. Ve rahatca butun geceyi uyuyarak gecirebildim.

****************************************************************************************************************************

TIPS SO FAR:

– Dolandiricilik olayina dikkat etmen gerektigini zaten kac kere soylemek durumda kaldim.

– Parani Kambocya Riel’ine cevirmene gerek bile yok, riel’den fazla dolar kullaniliyor. Atm’lerden bile dolar cikiyor.

– Burada yasam cok cok ucuz. Yemekler 3usd’yi gecmiyor.

– Her yerde wifi var. Wifi olsun diye ozellikle bir yer secmene gerek yok. Hatta sifreyi bilmeyen yerler olabiliyor. 1234567890 denersen, cogu zaman tutuyor.

– Pazarlik yapilabilir ama iciniz kiymayabilir.

– Tuktuk’lardan kacmanin bir yolu yok, bosuna ugrasma. Her yerdeler ve her biri usenmeden her seferinde de soruyor.

– Kambocya ‘one dolar store’ gibi. Hersey 1 dolar. Tuktukla nerden nereye gidersen git ‘one dolar’, takilar ‘one dolar’, ickiler ‘one dolar’, meyveler ‘one dolar’…